EREĞLİ

Ereğli adını; Bizans İmparatoru Herakliyüs adı ise Yunan mitolojisinde yarı tanrılaşmış bir kahraman olan Herakles'ten gelmektedir.
 “Herakliyüs” kelimesi zaman içinde Türkçe'nin ses yapısına uygun olarak;
Herakle ,İrakle ,Eregle ,Eregli ,Eregliyye ,EREĞLİ şeklini almıştır.

Evliya Çelebi Seyahatnamesinde ise I. Alaeddin Keykubad'ın Ereğli'den bir sefer dönüşü geçerken Peygamber Pınarı denilen (şu anda Akhüyük köyünde bulunan) çamurun, yaralı askerlerinin yaralarına şifa olduğundan dolayı buraya ERKİLİ (Ereğli) dediği için adını buradan aldığı yazılır.


Tarih boyunca Hitit, Asur, Kimmer, Frig, Lidya, Pers, İskender İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu ve Bizans idaresinde kalan Ereğli, 9 asırda Bizans ile Abbasiler arasındaki mücadeleye sahne oldu.

Anadolu Selçukluları zamanında Türklerin idaresine giren Ereğli, Anadolu Beylikleri zamanında Nure Sufi Bey'in kurduğu Karamanoğlu Beyliğinin 1250-1256 arası ilk başkenti olmuştur.

Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Osmanlı topraklarına katıldı. 20 asırda Bağdat Demiryolunun ilçeden geçmesi ile Ereğlinin önemi daha da arttı.

Osmanlı Devletinin son döneminde Konya Vilayetine bağlı bir kaza merkezi olan Ereğli, cumhuriyet döneminde de Konya'nın ilçesi olma durumunu devam ettirdi.

Deniz seviyesinden 1054 m yüksekte bulunan Ereğli'nin nüfusu 128.000'dir (83.000'i merkezde). 2260 km² yüzölçümüne sahip ilçenin 6 belde belediyesi 44 köyü ve 36 mahallesi bulunmaktadır.
İlçe halkının yarıdan fazlası geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlamaktadır.

İlçenin en önemli akarsuyu İvriz Çayı üzerinde kurulu İvriz Barajı, Ereğli'de hem tarım alanlarını sulamakta ve içme suyu ihtiyacını da karşılamaktadır.

İlçede baklagiller, sanayi bitkileri, meyve, sebze ve yem bitkileri yetiştirilmektedir. Ereğli’de yetiştirilen kirazlar bir bölümü ihraç edilmektedir.

Ereğli'de Selçuk Üniversitesine bağlı Ereğli Meslek Yüksekokulu, 1987 yılından beri eğitim faaliyetini sürdürmektedir.

Ulu cami, Ağalar Mescidi, Rüstem Paşa Kervansarayı, Roma Hamamı kalıntıları, çeşitli dömemlerde yapılmış türbeler ve köprüler ilçenin önemli tarihi esrleri arasındadır.

Ereğli yakınlarında bulunan İvriz Kaya Anıtı Hititlerden günümüze gelen önemli bir kültür mirasıdır.

Ereğli sanayisi ve tarımıyla birlikte hızlı yükeliş icinde. Ayrıca yüz ölçümü ve nüfus acısından bazı illerden daha büyüktür.

Ereğli beyaz kiraz üretimiğle dünya çapında söz sahibidir.



Yöresel Zenginliklerimiz



Yöresel Kadın Giysileri 

 

Ereğli giyimi iki şekildir. Birisi üç etek diğeri şalvar - işliktir. Şalvar - işlik Türkmen kıyafetine çok yakın olandır. Bu kıyafette fesin üzerine oyalı yazma örtülür, boyna beşibirlik takılır. Üç-etek ise giyiminde yekpare üç etek giyilir. Bu etekte sırma ile gergefte işlenmiştir.
Halk Oyunları Ve Müzik

İlçemizde eskiden beri kullanılan başlıca enstrümanlar; ud, kanun, saz, cura, keman, cümbüş, tef, davul, zurna, akardiyon' dur.

YÖRESEL EL SANATLARIMIZDAN ÖRNEKLER

DOKUMACILIK
Halı Dokumacılığı (Arısama-Belkaya)
Kilim Dokumacılığı (Çayhan-Cicim Kilimi)
Halı Yastık- Minder Dokumacılığı (Arısama-Belkaya)


SÜSLEME SANATLARI
Yün Çorap Örücülüğü (Dereyüzü-Ova Köyleri)
İğne Oyası (Ereğli Merkez)
Dantel Yaygı (Ereğli Merkez)
Delik İş (Ereğli Merkez)
Peşkir-Çevre İşlemeciliği (Ereğli Merkez)


YÖRESEL HALI DOKUMACILIĞINDAN ÖRNEKLER
Yöremizde daha önce el yapımı ıstar el tezgahında yapılan dokumacılığın yerini bu gün daha modernize edilmiş demir tezgahlara bırakmıştır. Dokuma yapılırken yünü sıkıştırma aleti olarak (KİRKİT) şimdiki ismi DOMA ve keski bıçağı kullanılmaktadır.

CİCİM KİLİMLERİ
Kilimlerdeki ve bezayağı dokumalardaki atkı ve çözgü sisteminden ayrıca, renkli desen ipliklerinin kullanıldığı bir dokuma türüdür.
Düz bezayağı dokuma, veya atkı yüzlü dokuma zeminler üzerine, ince çizgiler hakkında yaygının yüzeyini, sonradan işlenmiş duygusu verecek gibi doldurmasıdır. Desen ipliğinin kontrolü için genelde biri tezgahın arkasında olmak üzere 2 dokuyucu tarafından dokunur; desen ipliği dokuma esnasında önden arkaya verilerek motif ilerler.
Seyrek ve sık motifli cicim, atkıyüzlü cicim gibi türleri yöremizde dokunmaktadır. Kullanılan yünlerde önce doğal(tabii) renklerden dokuma yapılır. (Kökboyası,yünün tabii rengi ve ceviz kabuğu boyası) Daha sonraları bu renklere ilave olarak kırmızı, mavi, turuncu (fabrika boyaması kullanılırdı) Cicim kilimlerinde geçmişte geometrik şekiller daha sık işleniyordu, şimdilerde, doğayı yansıtan resimlere isimler verilerek desen oluşturulmaktadır. (10cm2 de 55-60 ilmek işlenmektedir.)

HALI DOKUMACILIĞI (Arısama Halıları)
Ereğlide geleneksel halı dokumacılığının en önemli tarihsel gelişimi 19.yy başlarında dışardan gelen yörük kökenlerin getirdiği el işi tezgahlarında ilk halı dokumacılığı başlamıştır. Arısama halı dokumacılığının ham maddesi yündür. Genelde Atkıda, Çözgüde, Desende Yün ipliği kullanılır.
Kullanılan teknik halı dokuma tekniği. Kullanılan renkler; Doğal renk, naturel renk (Hayvanın yününün rengi), Beyaz, Siyah, Bej, Gri, Kahverengi.
Bitkisel otlar (kök boya): Yeşil,turuncu,taba
Fabrika boyama (Kimyasal boyalar): Kırmızı ve mavi.
Halı Minder
Arısama-Geyik Modeli
Atkıda, Çözgüde, Desende: Yün İpliği
Kullanılan Teknik: Halı dokuma tekniği (10cm2 de 35 sıra ilmek var)
Kullanılan renkler: Lacivert, Yeşil, Turuncu, Kahverengi,Bej
Halı Minder
Arısama
Atkıda, Çözgüde, Desende: Yün İpliği
Kullanılan Teknik: Halı dokuma tekniği (10cm2 de 35 sıra ilmek var)
Kullanılan renkler: Beyaz, Lacivert, Yeşil, Turuncu, Kahverengi, Gri, Bej, Pembe


"Ereğli'den Çıktım Sökün Eyledim"
Yöresel Türkümüzün Hikayesi


Ali Ercan Kara Kaş Gözlerin Elmas ve Niğde Türküleri adlı kitabında "Sabi Baba" isminde bir kişiden dinlediği bu türkünün hikayesini aynen şöyle anlatmaktadır:

"Orta köyde Tahir efendi adında bir halk şairi varmış. Bu zât sazını kendi zevki için çalarmış. Altında atı terkesinde sazı şehir şehir kasaba kasaba dolaşırmış. Günlerden bir yaz mevsimi Ereğli'ye gezmeye gidiyor. Şehre girmeden bir ağaçlık su kenarında bir kaç aşiret çadırına rastlıyor. Çadırların bir tanesinden güzel bir kız ellerindeki helkelerisaçları iki bölükyakınındaki pınara su doldurmaya gidiyor. Tahir efendi kızı görünce aşık oluyor. Kendisini tanıtıyor ve Allah'ın emri ile de kıza evlenme teklifi yapıyor. Kız ise Tahir efendiyi ayaktan başa kadar süzdükten sonra teklifi kabul ediyor. "Yalnız babam Adana'ya gitti bir hafta sonra gelir o zaman gel ve beni babamdan iste" diyor.

Tahir efendi hemen geri Ortaköy'e döner ve en yakın akrabasınaeşinedostuna durumu anlatır ve bir haftayı sabırsızlıkla bekler. O bekleye dursun kızın babası üç gün sonra dönüyor. Kızının durumunda bir takım değişiklikler seziyor. Vaziyeti başka bir şahıs tarafından da öğrenen bababu işe asla razı olmuyor. Hemen çadırıçatmayı yüklenip Adana tarafına doğru yollanıyor. Bir hafta geçiyor ve Tahir efendi dünürcülerini toplayıp Ereğli'ye hareket ediyor. Çadırın olduğu yere geldikleri zaman hepsi şaşırıyorlar. Çünkü çadırın yerinde yeller esmektedir. Tahir efendi Sevgili Hüsne'sinin ayak izinden başka hiçbir şeye rastlayamıyor. Sonsuz gam tülüne bürünen Tahir efendi çeker sazını vurur mızrabını ve bu türküyü yakar."



Ereğlinin Coğrafi Yapısı
COĞRAFİ YAPI
Ereğli,İç Anadolu yaylasının Konya ovası ile güneye doğru uzanan ve
Toroslarda nihayet bulan,denizden l054 m. yükseklikteki düzlüğe kurulmuş olup,
İlçe 37-38 Kuzey enlemi ile 35.5-34.5 doğu bağlamı arasında 2,260 Km2.lik yüzölçüme sahiptir.
Doğusunda Ulukışla,Kuzeydoğusunda Bor, Kuzeyinde Aksaray, Kuzeybatısında Karapınar,
Batısında Ayrancı ve Güneyinde Halkapınar ve Toros dağları ile İçel İl’i bulunmaktadır.
Şehir merkezinin meskun alanı 68 Km2 ,İmar alanı ise 35 Km.2 dir.
A)YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ

1)DAĞLAR
Toros dağları İlçe merkezinin 20 Km. Güneyinde başlamakta olup;ilçenin kuzeyinde 3254 metreye ulaşan ve
sönmüş bir volkan olan Hasan dağı yer almakta Kuzey batısında ise Karacadağ bulunmaktadır.
Köylerin bir çoğu Konya ovasının devamı olan düzlükte bir bölümü ise Toros dağlarının kuzey eteklerinde kurulmuştur.
2-)AKARSULAR
İlçenin en önemli akarsuyu Toros Dağlarının bir parçası olan Bolkar Dağlarında çıkan ve çıktığı köyün adını alan İvriz çayıdır.
Bu çay doğusundaki Delimahmutlu köyünden gelen Delimahmutlu çayı ile birleşerek 83 milyon m3 su kapasiteli İvriz barajına dökülür.
B) BİTKİ ÖRTÜSÜ
İlçe kırsal bir alandadır. Kuzeyi her ne kadar toslara dayansa da orman ağacına rastlanmamakla birlikte
kısmi olarak yeni ağaçlandırma sahaları dikkati çekmektedir.
İlçenin % 49 tarım arazisi, %  12 çayır mera, %  38 tarım dışı arazi,  % 1 orman ve fundalıktan oluşmaktadır.
C) İKLİM
Ereğli’de karasal iklim şartları hakimdir. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve sert geçmektedir.


Kaynak: http://eregli.bel.tr/index.php